Apne, solunumun geçici olarak durması olayıdır. Apne hayatın içine girmiş ve birçok kişinin hayatının çok büyük bir sorunu haline gelmiş bir problemdir. Apne hemen hemen en çok uykuda görülen bir sorundur ve uyku apnesi olarak isimlendirilir. Özellikle uyku apnesi insanlar için çok büyük bir sorundur. Uyku bedenin sağlığını ve kendini yenilediği yaşamsal bir faaliyettir. Uyku apnesi ise uyku sırasında solunumun durmasından kaynaklanan ve uyku düzeninini tamamıyla bozan, kötü olaylara sebebiyet verebilen ve hatta ölümle bile sonuçlanabilen önemli bir hastalıktır. Yorgunluk, aşırı sinirlilik, yüksek tansiyon, depresyon, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu gibi sorunlarda fark edemediğiniz uyku apnesi problemi yaşıyor olabilirsiniz. Tedavi edilmeyen uyku apnesi problemi ciddi kalp hastalıkları dahil, daha farklı bir sürü tehlikeli hastalıklara yol açabilmektedir. Uyku apnesinin belirtilerinden en belirgin olanları uyku süresince ani solunum duraklamaları ve çok gürültülü horlamalardır. Bu solunum düzensizlikleri bazılarımızda zaman zaman ortaya çıkan yumuşak, yavaş horlamalardan farklıdır. Bu yumuşak olarak tabir ettiğimiz horlama türleri daha çok sırt üstü yatıldığında meydana gelen horlama çeşitleridir. Fakat uyku apnesi horlamaları daha şiddetli ve her pozisyonda meydana gelebilecek apne türleridir. Uykuya dalma, uyanma ve rüya görme sırasında bazı solunum düzensizlikleri hemen hemen herkeste görülebilir. Uyku apneli hastalarda çok sık tekrarlanan ve uzun süreli solunum durmaları gerçekleşmektedir. Uyku apnelerinde on saniyeden başlayan solunum durmaları bir dakikadan fazla sürelere de çıkabilir. Uyku apnesi problemi olan insanlar saatte 20, hatta 100 defa apneyi tekrarlayarak solunum durması şikâyetiyle uykularından uyanabilirler. Bir dakika ve üstüne varan solunum durmalarında kişilerin uykuyu alamama ve oksijen yetersizliği gibi konulardan dolayı çok büyük sorunlara yakalanma ihtimalleri yok denilecek kadar azdır. Çünkü bu sayılan belirtiler arasında birçok uyku rahatsızlıkları vardır.

Bir insanda uyku apnesi olup olmadığını anlamak için uyku laboratuvarında birtakım incelemeler ve tetkikler yapılması gerekmektedir. Uyku testlerinden sonra sonuçlar incelenerek kimlerin uyku apnesi tedavisine ihtiyacı olup olmadığına karar verilir. Günlük aktiviteler sırasında özellikle araç kullanırken uyuklamalar, iş kazalarına yol açabilecek durumlar söz konusu olduğunda acilen apne ile ilişkili kalp yetersizliği ve oksijen saturasyonunda çok büyük düşüşler tespit edilebilir. O zaman acilen tedaviye başlanmalıdır. Bir de saatte 40'ın üzerinde apne sayısı tespit edilen insanların hemen hemen hepsi uyku apnesi problemi taşıdığından tedavi görmeye ihtiyaçları vardır. Tedavi görmeyen hastalarda zamanla; düzensiz kalp atışları, kalp büyümesi, kalp krizi riskinin artması, yüksek tansiyon, aşırı yorgunluk ve gündüz uyuklamaları, direksiyonda uyuklayarak gerçekleşen trafik kazaları, cinsel arzunun azalması (İktidarsızlık), uykuda terleme ve sık idrara çıkma gibi sorunların görülmemesi kaçınılmazdır. Bunların yanında hasta uykuda solunumunun uzun süre kesilmesiyle, kalp atışı git gide yavaşlayıp en sonunda durmasıyla biten üzücü bir sonla karşılaşabilir. Bu yüzden uyku apnesi gerçekten çok önemli bir hastalık derecesine gelmiştir.

Uykuda görülen apnenin kesin teşhisinden sonra kişinin bir Kulak-Burun-Boğaz doktorunun kontrolünden geçmesi gerekir. Böylece apnenin şiddeti ortaya çıkmış olur. Apne konusuyla ilgili anatomik bozukluklar varsa bunlar araştırılıp düzeltilmelidir. Apnenin ilaç tedavisi yoktur. En önemli tedavi yöntemi CPAP adı verilen cihazı kullanarak yapılan tedavi yöntemidir. Bu cihazın kullanılmasındaki amaç hastaya sürekli hava basıncı vererek hastanın uykuda kapanan üst solunum yolunu açmak ve uzun süre açık tutmaktır. CPAP cihazı hastanın burnuna yerleştirilen, yumuşak silikon bir maske ve maskeyi cihaza birleştiren hortumdan ibarettir. Hemen hemen herkeste cihazın olumlu etkisi kısa süre içerisinde görülür. Bütün sayılan hastanın günlük işlerini yapmasını zorlaştıran ve yaşamasını daha zor bir hale getiren belirtiler kaybolur. Bunun yanında artan dinamizm, şişman hastanın bünyesinin daha hızlı çalışmasını sağlayarak kilo vermesine sebebiyet verebilir. Bu sayede hasta sağlıklı kilolara ulaşabilir.